
Gezgin Bilgin’e hoşgeldiniz
Tatil Önerileri | Gezi Rehberi | Gezi Blog | Gezi Öneri | Tatil Blog | Avrupa Gezi Rehberi | İstanbul Mekan Önerileri | İstanbul Lezzetleri | Kitap Önerileri.
PARİS: ÜÇ GÜNDE ÜÇ ROTA
Avrupa’da modanın ve sanatın başkenti olan Paris, her ziyaretinizde sizleri kendine bir kez daha hayran bıraktıracak kadar eğlenceli ve dopdoludur. Tüm köşelerine yayılmış mimari şaheserleri, zengin müzeleri, ferahlatan park ve bahçelerinin yanı sıra ‘Seine’ nehrinin canlı enerjisi şehrin sizi kendisine çeken tılsımları sanki. Paris’in yeme-içme dünyası ise adeta her gün yeni bir oyunun sergilendiği capcanlı bir tiyatro sahnesi. Bu yazım için sizlere ünlü yerel ‘blogger’ tarafından önerilen ve bizzat denediğim yeme-içme mekanlarını derledim. Ama Paris’e giden bir gezgin şehrin çekiciliğine mutlaka kapılacaktır. Cuma sabahından başlayıp Pazar akşamüstüne kadar sürecek uzun bir hafta sonu süresince Paris’i etkin bir şekilde gezebileceğiniz rotalar ile başlayayım ve hafızaları tazeleyelim.
MEKSİKO, MEKSİKA
Bir gezgin neden Meksika’ya gitmeli sorusunun o kadar çok cevabı var ki. Ama sanırım en ilginci “Dia de Los Muertos” yani Ölüler Günü. Adının “Ölüler Günü” olduğuna aldanmayın. Ölüme inat her yerin rengârenk, cıvıl cıvıl olduğu bir festival bu. Kafatası maskelerini ilginç kıyafetler ile tamamlayan, müzik eşliğinde çılgınca dans eden, gülen, eğlenen Meksikalıları bir filmde görüp bende orada olmalıyım demiştim. Her yıl kasım başında düzenlenen bu etkinliğe bu sefer katılamadım ama ölülerini bile eğlenerek anan bu toplumun yaşamada aynı renkleri yansıtmış olduğunu memnuniyetle gözledim. Kalbim Meksika’da kaldı açıkçası, bir daha ki sefere diyelim o zaman.
TULUM, MEKSİKA
Tarihinin, kültürünün ve geleneklerinin zenginliği ile bilinen, dünyanın en eski medeniyetlerinden Aztek ve Maya kültürünün iliklere kadar hissedildiği, eğlencenin hiç bitmediği, baş döndürücü lezzetlerin tadıldığı, kurukafaların ve kaktüslerin ülkesi Meksika’ya hoş geldiniz. Tulum ve Meksiko (Mexico City)’da toplam 5 gün olarak gerçekleştirdiğim gezimin ilk yazısında sizleri dünyalar güzeli bir tatil kasabası olan Tulum’a götüreceğim. İkinci yazımda ise başkent Meksiko’yu anlatacağım.
MORA YARIMADASI
Mora Yarımadası (Peloponnese) kristal berraklığında suların süslediği büyüleyici altın sarısı kumsalları, her biri bir öncekini aratmayacak güzellikteki sahil kasabaları, taş yapılarla bezenmiş otantik köyleri, antik kentleri, göz alıcı tepeleri, kaleleri, lezzetli mutfağı ve doğası ile gezginleri kendine hayran bırakıyor.
JAPONYA-2
Dünyanın en gelişmiş ve en pahalı destinasyonlarından biri olan Japonya, kültüründen mutfağına, dilinden yaşam biçimine dünyanın en farklı ve orijinal ülkesi. Eldiven giymiş ve taksisini dantelli koltuk kılıfları ile süslemiş taksi şoförlerinden, uzay filmlerinden fırlamış gibi duran kapsül otellere, milyonlarca insan yaşamasına rağmen pırıl pırıl şehirlerinden, el emeği ile yapılan sushi’ye kadar Japonya, farklı bir kültür görmek, koklamak ve tatmak isteyenler için kesinlikle büyük bir çekim gücüne sahip.
JAPONYA-1
En renkli rüyamdı sakura mevsiminde Japonya’ya gitmek. Pembe narin kiraz çiçeklerinin süslediği kendine has mimarisinin yanı sıra saygı uyandıran kültürü ile Japonya beni her zaman cezbetti. Bizim 8 günümüz vardı ama aslında bu bambaşka ülkeyi kuzeyinden güneyine gezmek için 1 yıl bile yetmez diyor kaynaklar. Herkesin hem fikir olduğu ise bu ülkeye ilk görüşte âşık olunacağı. Ben de gitmeli, görmeli, tatmalı, dokunmalı, koklamalı ve kendi kararımı vermeliydim.
Japonya ile ilgili ilk yazımda gezimin Kyoto, Miyajima ve Hiroşima bölümünü paylaşacağım. İkinci yazım ise Nara, Hakone ve Tokyo bölümü olacak.